Merhaba uzun yılların vermiş olduğu tecrübe ve geniş hasta profili görmemden dolayı sizle bu konu hakkında tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.
Uyku apnesi ve daha masum denilen, sosyal problem olarak görülen horlamanın zararlarını, oluşturabilecek sorunlarını artık çok iyi biliyoruz. Bundan çok değil 10 sene önce bile çok normalmiş gibi davranılan horlama bugün sağlık problemlerinin en tepesine yerleştirilmesi gereken rahatsızlıkların başında geliyor.
Bu yazı dizimizde size herhangi bir tıbbi tavsiye verilmemektedir. Sadece ve sadece bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazılardan yola çıkarak kesinlikle tedavinizin seyrini değiştirmeyiniz. Sorunlarınızı mutlaka ve mutlaka uzman bir hekime danışarak çözüme kavuşturunuz.
Uyku sorunları aslına bakarsanız en çok ötelenen sağlık sorunları arasında. Türk milleti olarak genelde sağlığımıza özen gösterdiğimiz söylenemez. Her zaman daha önemli işlerimiz vardır ve hep bu problemleri erteleriz. Sonucunda ya geç kalmış oluruz ya da daha büyük tehlikelere yol açmış oluruz. Horlama ve uyku apnesi çokta idrak edemediğimiz uyku zamanlarında ortaya çıktığından dolayı bunların problem oluşturmadığını düşünürüz. Vücudumuz bize her gün onlarca sinyal vermekte. Bu sinyalleri iyi analiz etmeli ve çözüme gitmeliyiz. Uykuda oluşan bir rahatsızlık kendini uyanıkken çok açık ve seçik olarak ortaya çıkarmaktadır.
Hasta profillerine baktığımızda şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor:
– 30 yaş üzeri ve evli
– %95 erkek
– %80’nin VKİ(Vücut Kitle İndeksi)1 30’un üzerinde
– %90’ı horlamadığını iddia ediyor
– %50’si farklı problemlerden dolayı ilaç kullanıyor
– Eşler, endişe duyarak uyku problemi yaşıyor
– Cinsel isteksizlik duyuyorlar
– Ailede horlama geçmişi var
Tüm hastaların geçmişine baktığınızda horlamanın anneden, babadan, dededen geldiği hikayeleri dinliyorsunuz. Aslında bu bizi pekte şaşırtmayan durumdur. Uyku apnesinin ve horlamanın oluşumunu düşündüğümüzde boğaz, boyun ve çene yapısının ön plana çıktığı görmekteyiz. Tabi ki bu yapılar genetik olarak benzerlik olan akrabalarında da olması mümkün özelliklerdir. Bu yüzdendir ki her hastanın bir benzer bir yakınında da bu sorunun olduğu ortaya çıkmaktadır. Çoğu hasta horlama ve uyku apnesini birbirine karıştırmaktadır. Horlama her nefeste bir düdüğe üflemek gibidir. Horladığınız zaman aslında nefes alabiliyorsunuz demektir. Tabi ki bu normal nefes almakla kıyaslanamaz. Uyku apnesi ise kelime anlamıyla da uykuda nefes durmasıdır. Uykuda sessiz kaldığınız süreler nefesinizin durduğu söylenebilir. Uyku apnesi arkasından bir boşalım veya rahatlamada diye biliriz nefes alma gerçekleşir. Bu nefes alma tabi ki pekte kolay değildir ve yüksek horlamaya benzer(buna hasta yakınları kükreme diyor 🙂 ) bir sesle nefes alırsınız. En çok karıştırıldığı noktada burasıdır, bir ses çıkışı olduğundan dolayı horlama sanılması gayet normaldir.
Şuan size ön bilgi olarak bunları aktarmış olayım. Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.
1-Vücut Kitle İndeksi : Vücut kitle indeksi boyunuzun, kilonuza olan oranıyla elde edilen bir değerdir. Bu değerin uyku apnesinde büyük etkisi vardır. Vücut kitle indeksinizin 30’un üzerinde olması uyku apnesi için ekstra bir risk faktörü oluşturmaktadır .
Sağlık otoriteleri, Vücut Kitle İndeksi değerlerini, zayıf, normal kilolu, fazla kilolu, obez ve morbit obez şeklinde gruplara ayırmışlardır.
18.5 kg / m²\’nin altında olanlar Zayıf
18.5-24.9 kg / m² arasında olanlar Normal kilolu
25-29.9 kg / m² arasında olanlar Fazla kilolu
30-39.9 kg / m² arasında olanlar Obez (şişman)
40 kg / m²\’nin üzerinde olanlar ileri derecede(morbit) obez
Add comment